26 Haziran 2015 Cuma

Oğuz Atay-Günlük

25 Nisan 1970

Selim gibi, günlük tutmaya başlayalım bakalım. Sonumuz hayırlı değil herhalde onun gibi. Bu defteri bugün satın aldım. Artık Sevin olmadığına göre ve başka kimseyle konuşmak istemediğime göre, bu defter kaydetsin beni; dert ortağım olsun. "Kimseye söyleyemeden, içimde kaldı, kayboldu," dediğim düşüncelerin, duyguların aynası olsun. Kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım İnsanlar! Sonunda, bana, bunu da yaptınız.

29 Ocak 1977

Bu deftere herhalde hastanede düşündüklerimi,hissettiklerimi,gördüklerimi yazacaktım.4 Ocak'ta St.Teresa'dan çıktım,17 Ocak'ta ışın tedavisi başladı.Geçen haftasonunda nezle,sonra öksürük..Gene de soguk kış günlerini ayakta geçirmeye çalışıyorum;haftasonları dışında her gün Surrey'e tedavi için gidiyorum.Bu arada çok mektup geldi İstanbul'dan:berber İlhami'ye Engin Ardıç'a kadar herkes yazdı.Birçokları benim iyileştigimi,'Eylembilim'e fılan devam ettigimi düşünüyor (bende bunları istiyorum dogrusu).Herhalde hayat ölüm-trajedi gibi karmaşık ilişkileri olan şeyler bekleniyor.Oysa çogu anlarda herşey -acıklı da olsa-çok sade ve basit geçiyor.Mesela ameliyat günü -24 aralık-sabah önce zenci bir berber geldi,bütün saçlarımı traş ettirdi;bir de takke giydirdi.Sonra genç bir hemşire -güzeldi-bir iğne yaptı.Soyundum bu arada.Bir garip önlük gibi bir şey giydim.Ameliyathanenin kapısında,'şimdi bir iğne daha yapacagız,hemen uyuyacaksın'dediler.Pek inanmadım;ama gene de düşündüm:Şimdi,dedim;uyusam ve ameliyatta ölsem,hiçbir şey duymayacagım.Hepsi bu kadar..Çok kötü hissetmedim...


12 Haziran 2015 Cuma

...

12 Haziran 2015

Keşke şuan yanımda olsaydın Selim..Şöyle saatlerce oturup konuşabilseydik seninle.Seni hiç görmedim ve tanımıyorum.Buna ragmen beni anlayacak tek insan oldugunu biliyorum.İçimdekileri anlatırdım sana burda olsaydın.İnsanların beni ne hale getirdiginden bahsederdim.Anlatamadıgım şeyler olsada sen bunları nasıl olsa anlardın.Hak verirdin bana.Digerleri gibi baştan savma dinlemezdin.Aslında hiç konuşmasak da olurdu.Sen bu sessizlikte bile,yıllarca yakınımda olan insandan daha çok anlardın beni.Kendinden çok üzülürdün halime.Günlük tutmayı nasıl becerebildin Selim ?O kelimeleri elin kaymadan nasıl yazabildin?Nolur yardımcı ol bana.Yazmaktan başka çarem kalmadı çünkü.Aynı zamanda yaşayamadık seninle.Zaten hayatımız boyunca hiçbirşeyi''zamanında''yapamadık.Sen öldükten yıllar sonra birisi aynı karanlıkta boguluyor..Keşke şuan yanımda olsaydın Selim...

11 Haziran 2015 Perşembe

Bir Garip Günlük

''Ben de sonumun yaklaştıgını düşünüyorum.Yıllarca bekledikten sonra,günlük tutmak gibi sevimsiz bir işe bir önzseziyle girişmiş olmalıyım.Her zaman kendimi kendime açıklamaktan korkmuşumdur.Artık korkacak bir Selim kalmadı geriye.Tükendi.Yalnız kaldıgım zaman kendimi kötülemeden edemezdim.Yeteri kadar yapamadım bu işi.Daha cesaretli olmalıydım.Şimdi kötülesem neye yarayacak ?''

Tutunamayanlar-Selim Işık Günlügünden

Sanırım bende bu sevimsiz işe artık başlıyorum..Beni cesaretlendiren Selim Işık'a sonsuz teşekkürlerimle..Yazdıklarımla aynı karanlıkta buluşmak dilegiyle..